Teknoloji

Günümüz çocuklarını şaşkına çeviren 7 eski teknoloji ürünü

Teknoloji denince akla ilk gelen ülkelerden biri olan Japonya, geçtiğimiz günlerde disket kullanımına son verdi.

Sunucu ortamlarının güvensizliği nedeniyle Japonya’da, internet üzerine kişisel bilgileri kaydetmek yasak.

Bugüne kadar resmi formlar ve kayıt belgeleri doldurulurken Japon vatandaşlar disket, CD, bellek kartı ve USB disk ile birlikte verilerini göndermek zorundaydı.

Tıpkı disketler gibi, eski nesillerin veda etmekte hâlâ zorlandıkları, ancak günümüz çocuklarını şaşkına çeviren birçok retro ürün var. Gelin bunlara yakından bakalım.

1. Disketler

1967 yılında ABD’li teknoloji devi IBM tarafından icat edilip üretilen disket, bir zamanlar dosyaları depolamak ve bilgisayarlar arasında aktarmak için tercih edilen formattı.

Disket, manyetik bir malzemeyle kaplanmış ve sert, kare plastik bir kutunun içine yerleştirilmiş esnek bir plastik daireden oluşuyordu.

Disketler zamanla yerini, dosyaları bilgisayardan bilgisayara paylaşmanın daha küçük ve daha taşınabilir bir yolu olan kompakt disklere, USB’lere ve flash sürücülere bıraktı.

1990’ların ortalarında zirveye ulaştığında, dünya çapında yılda beş milyardan fazla satıldı, ancak şimdi bu küçük plastik kareler bazıları için hızla unutulan bir anı, bazıları içinse tanınmaz hale geldi.

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre, 18 yaş altındakilerin üçte ikisi disketin ne olduğunu bilmiyor.

2. Faks makinesi

Faks makinesi, 2000’li yıllara kadar ofislerin ve hatta evlerin vazgeçilmez bir parçasıydı.

Faks makineleri, kullanıcıların bir sayfa metin veya görüntünün tam bir kopyasını telefon hattını kullanarak alıcıya göndermesine olanak tanıyordu.

Telefonlar ve bilgisayarlar aracılığıyla dijital mesajlaşmanın yaygınlaşması faks makinesini işletmeler ve bireyler için daha az kullanışlı hale getirdi.

3. Kasetler

Akıllı telefonlar, iPod’lar ve MP3 çalarlardan önce, hareket halindeyken müzik dinlemenin en yaygın yöntemi Sony Walkman’imize bir kaset takmaktı.

Tıpkı bir disket gibi kaset de iki dönen makarayı saran ve üzerlerine bant sarılı dikdörtgen plastik bir kabuktan oluşuyordu.

Bant, kaset çalar üzerindeki elektromanyetik bir kafadan geçerek ses oynatımına olanak sağlıyordu.

Kasetler başlangıçta nispeten düşük kalitedeydi. Ancak bant, malzeme ve donanımda yapılan kademeli iyileştirmeler, müzik dinlemek için kullanılabilen yüksek kaliteli kaset ve oynatıcıların ortaya çıkmasına yol açtı ve hareket halindeyken müzik dinleme çağının habercisi oldu.

Dünyanın ilk düşük maliyetli kişisel kaset çaları olan metal kasalı, mavi-gümüş Walkman TPS-L2, Temmuz 1979’da Japonya’da satışa sunuldu ve yaklaşık 150 dolar karşılığında satıldı.

1970’li ve 1980’li yıllarda büyük bir patlama yaşayan format, 1990’lı yıllarda müzik alıcılarının CD’leri tercih etmesiyle popülerliğini yitirmeye başladı.

4. Taşınabilir CD çalar

Taşınabilir CD çalar, çantaya veya ceplere kolayca sığabilmesine rağmen, artık nadir görülen bir şey haline gelerek ortadan kalkmış gibi görünüyor.

Akıllı telefonların ve kapsamlı bir şarkı kütüphanesi sunan uygulamaların yaygınlaşması bunun sorumlusu olabilir.

CD çalarlar, hala yaşlı tüketiciler ve nostaljik kişiler arasında yerini koruyor, ancak dijital akışın sağladığı özgürlük sayesinde insanlar ruh hallerine uygun bir şarkı bulup saniyeler içinde dinlemeye başlayabiliyor. Bu da CD çalarlara olan ilgiyi azaltıyor.

5. VHS

Video Home System, ya da kısa adıyla VHS, JVC tarafından geliştirilip Eylül 1976 tarihinde Asya ve Avrupa’da piyasaya sürülen video kayıt formatına deniyor.

Günümüzde, isteğe bağlı yayın platformları sayesinde canlı yayını kaçırdığımızda bile programları geri alıp izleyebiliyoruz.

Ancak yarım yüzyıl önce, bu lüksün olmadığı bir dönemde, boş bir VHS’yi bir video kaset kaydediciye (VCR) yerleştirip ‘televizyondan kaydetmek’, filmleri ve TV programlarını tekrar izlemenin tek yoluydu.

6. Tepegöz

1990’larda sınıfların vazgeçilmezi, ışığı kullanarak büyütülmüş bir görüntüyü boş bir ekrana yansıtan hantal ama sevimli tepegöz projektörlerdi.

Cihazın tabanından gelen ışık, üzerine kalem mürekkebiyle resim veya metin (örneğin bir matematik denklemi veya karmaşık bir grafik) yazılmış şeffaf plastik bir projektör sayfasını aydınlatmak için kullanılıyordu.

Tabanın üzerinde, görüntüden gelen ışığı yansıtan ve bir mercek aracılığıyla dışarı çıkan aynalar içeren ayarlanabilir bir kol yer alıyordu.

2000’li ve 2010’lu yıllarda, sınıflarda tepegöz projektörleri büyük ölçüde kullanımdan kaldırıldı ve yerine projeksiyonlar veya akıllı tahtalar kullanılmaya başlandı.

7. Çağrı cihazları

WhatsApp’ın kısa mesaj ve sesli mesaj gönderme ve alma konusunda kullanılmadığı bir dönemi hayal etmek zor. Ancak çağrı cihazı bu konuda öncü bir rol oynadı.

Buzzer veya bip sesi olarak da bilinen kablosuz telekomünikasyon cihazı, başkalarından ileti aldığında bip sesi çıkarıp titremeye başlıyordu.

Çağrı cihazının ekranında, cihazı taşıyan kişinin arayabileceği telefon numarası gibi alfanümerik mesajlar gösteriliyordu.

Tek yönlü çağrı cihazları yalnızca mesajları alırken, “yanıt çağrı cihazları” ve “çift yönlü çağrı cihazları” ayrıca dahili bir verici kullanarak mesajları yanıtlayabiliyordu.

akcakale-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu